top of page

“Bir çocuk sağlığı hemşiresi, çocuğu her anlamda değerlendirebilmelidir”

Erbaa Devlet Hastanesinde Çocuk Sağlığı Hemşiresi olarak görev yapan Nilgün Arslan, çocuk hemşiresi olabilmek için gerekli özelliklerden bahsetti. Çocuk hasta ve hasta yakınlarıyla doğru iletişimin nasıl kurulabileceğine dair tavsiyelerde bulunan Hemşire Nilgün Arslan, yetkinlik alanlarındaki eksikleri dile getirdi. Hemşire Nilgün Arslan; “Çocuklar ile bu kadar iç içe çalışmamıza rağmen maalesef ki psikolojileri üzerine bir eğitim almadık. Bu durumu mesleki yetersizlik olarak değerlendiriyorum. Çünkü bence bu büyük bir eksiklik.” dedi.

“Bir çocuk sağlığı hemşiresi, çocuğu her anlamda değerlendirebilmelidir”


Hemşireliğin mesleki sorumluluğu hakkında toplumdaki kalıp düşünceleri dile getiren Hemşire Nilgün Arslan, bu kalıplar üzerine hemşirelerin gerçek sorumluluklarını anlattı. Hemşire Nilgün Arslan; “Toplumumuzda hemşirelerin sadece enjeksiyon yaptığına dair bir algı mevcut. Bence bu algının sebebi insanların yalnızca kendisine uygulanan tedavi üzerinden düşünmesi. Bu şekilde çok daha etkin düşünebildikleri için hemşirelerin çalışma alanlarını enjeksiyon ile kısıtlı zannediyorlar. Halbuki bir hemşirenin görev alanı çok geniştir. Öyle ki süreç hastanın kliniğe gelmesinden itibaren başlar. Hasta ve yakınlarını hastalık hakkında bilgilendirmek, bakım planı yapmak, kayıt tutmak, tedavi sonrası hastada olan vitel bulguları takip etmek, bunları değerlendirmek hemşirenin görevleri arasındadır. Ben enjeksiyonu yalnızca işimizin bir parçası olarak görüyorum. Çünkü bir çocuk sağlığı hemşiresi çocuğu her anlamda değerlendirebilmelidir. Bizim işimiz hastaya yalnızca tedavi uygulamak, enjeksiyon yapmaktan ibaret değil. Yapılan her tedavi sonrası (uygulama İ.M, İ.V veya diğer hemşirelik girişimleriyle) hastayı gözlemlemek gerekir. Çocuğun gelişiminde görülen bir gerilemenin gözlemlenerek ebeveynin uyarılması, hijyen, beslenme ve sağlığını etkileyen her konuda aileyi eğitmek yine çocuk sağlığı hemşiresinin sorumluluğu altındadır.” ifadelerini kullandı.


“Bir çocuk sağlığı hemşiresi hasta yakınlarının çocuğun annesi ve babası olduğunu hiçbir zaman unutmamalıdır”


Hemşirelerin hasta ve hasta yakınlarıyla sağlayacağı iletişim için önerilerde bulunan Hemşire Nilgün Arslan; “Bir çocuk sağlığı hemşiresi hasta ve yakınlarıyla doğru iletişim kurmak istiyorsa hasta yakınlarının öncelikle çocuğun anne ve babası olduğunu unutmamalıdır. Bu noktada onların hayatlarındaki en değerli varlığı bizlere emanet ettiklerini ve bu yüzden çok daha hassas olabileceklerini aklımızdan çıkartmamalıyız. Bunları göz önüne alarak hasta ve yakınlarıyla iletişime geçersek her iki taraf içinde çok daha sağlıklı bir süreç elde edilebilir. Bu şekilde hemşire ve hasta yakınlarının birbirlerine anlayışla yaklaşacağını düşünüyorum.” dedi.


“Elbette her hemşire damar yolu açabilir fakat bir çocuk sağlığı hemşiresi bu noktada en iyilerden olmak zorundadır”


Çocuk sağlığı alanından hemşire olunabilmesi için gerekli özelliklere dikkat çeken Hemşire Nilgün Arslan; “Çocuk sağlığında çalışan bir hemşirenin önce çocukları sevmesi gerekir. İş gereği veya sorumluluğu için değil içtenlikle, sabırla ve özveriyle sevmesi, şefkat göstermesi gerekir. Çocuklar bazen konuşarak iletişim kuramazlar. O süreçte küçücük bir çocuğun vücut dilini anlamanız gerekir. Bu yüzden bir çocuk sağlığı hemşiresinin bu durumu mümkün kılabilmek için çocukları gerçekten sevmesi gerektiğini düşünüyorum. Örneğin çok daha hassas yaklaşılması gereken konular oluyor. Bunlardan bir tanesi çocuğa damar yolu açmak. Aileler bu konuda çoğu zaman çocuklardan daha hassas davranıyorlar. Elbette her hemşire damar yolu açabilir fakat bir çocuk sağlığı hemşiresi bu noktada en iyilerden olmak zorundadır.” şeklinde konuştu.


“Çocuklar ile bu kadar iç içe çalışmamıza rağmen maalesef ki psikolojileri üzerine bir eğitim almadık”


Çocuk sağlığı alanında hemşirelerin yetersiz kaldığı durumları izah eden Hemşire Nilgün Arslan, çalışma ortamlarında oluşabilecek kaygılardan bahsetti. Hemşire Nilgün Arslan; “Alanımda hissettiğim en büyük eksiklik, çocuk sağlığı psikolojisi için eğitim almamış olmak. Çocuklar ile bu kadar iç içe çalışmamıza rağmen maalesef ki psikolojileri üzerine bir eğitim almadık. Bu durumu mesleki yetersizlik olarak değerlendiriyorum. Çünkü bence büyük bir eksiklik. Bu durum dışında çalışma ortamımda psikolojik baskı söz konusu olabiliyor. Çünkü çocuklar küçük olduğu için ağrılarını dile getiremeyebiliyorlar. Bu sefer hemşirede onda olan bir rahatsızlığı gözden kaçırabilirim kaygısı oluşuyor. Damar yolu zor açılan çocuklarda da öyle. Böyle durumlarda anne ve babanın tepkisi zannedildiğinden çok daha sert olabiliyor. Bu yüzden çalışma ortamında bu tarz yaklaşımlar ne yazık ki hemşire için bir stres kaynağı haline geliyor.” dedi.





Muhabir: Meryem Türk





bottom of page