top of page

"Hayvanların özgür hareket edebilecekleri alanlara ihtiyaçları var"

Hayvan Hakları Savunucusu Melisa Duygun; “Projelerin hepsi gönüllü insanlardan aldığımız destekler sayesinde devam ediyor”



Sokak hayvanları hakkında sosyal medya platformlarında yapılan paylaşımların toplum üzerinde yanlış algılar oluşturarak hayvanların yaşam alanlarında çok daha kötü gelişmelere yol açtığını dile getiren Hayvan Hakları Savunucusu Melisa Duygun, aynı zamanda öğrencisi olduğu Üsküdar Üniversitesinde Hayvan Koruma Görevlileri Kulübü Başkan Yardımcılığı göreviyle aktif çalışmalarda yer alıyor. Sosyal medya platformlarında gündeme gelen konular hakkında değerlendirmelerde bulunan Hayvan Hakları Savunucusu Melisa Duygun, kurumların sürdürdükleri faaliyetlere olan yaklaşımlarına dikkat çekerek düşüncelerini dile getirdi. Hayvan Hakları Savunucusu Melisa Duygun; “Bizim yaptığımız çalışmalar kurum ve kuruluşların destekleri ile değil gönüllü insanların verdiği emekler sayesinde sürdürülüyor. Bazı kurumlar, kuruluşlar var ki özellikle öğrencilerden duyuyoruz. Bırakın destek vermeyi PR çalışması olarak bile konuyu değerlendirmiyorlar. Vicdani bir sorumluluk hissetmiyor, aksine konuyu ekstra bir uğraş olarak görüyorlar. Söz konusu olan şeylerin birer can olduklarını düşünmüyorlar.” şeklinde konuştu.


“Koşulların yetersizliği sebebiyle birçok hayvan barınaklarda can veriyor”


Belediye barınaklarına dair aktarılan bilgilerin doğruluğunun sorgulanması gerektiğini vurgulayan Hayvan Hakları Savunucusu Melisa Duygun, sosyal medya platformlarında yayınlanan fotoğraflardan bahsetti. Hayvan Hakları Savunucusu Melisa Duygun; “Maalesef ki belediye barınakları hakkında hiç iyi şeyler düşünmüyorum. Hayvanlara orada iyi bakılmıyor, iyi bir yaşam sağlanmıyor aksine aç ve susuz bırakıyorlar. Ayrıca barınaklarda hayvanlara işkence uygulandığı defalarca kanıtlanmış bir dosya, bu durum sosyal medyaya da yansıtıldı. Biliyorsunuz ki dehşet pitbull skandalı ardından bazı görüntüler ifşa edildi. Barınaklara diye toplanan, alınan hayvanlar bir anda sosyal medyada gündem oldu. Oradan korkunç fotoğraflar paylaşıldı. Kendi dışkılarının da içinde bulunduğu küçücük bir odada, kümeste, kafeste aç ve susuz bir şekilde yaşamlarını sürdürmeye çalışmışlar. Aralarında ölenler olmuş, ölmekten beter hale gelenler olmuş ve biz bunları paylaşılan fotoğraflar sayesinde görebildik, o şekilde öğrendik. Ben de bu görüntüleri gerçekleri gösterebilmek adına sosyal medya hesaplarımda topluma, en azından paylaşımlarımı gören, takip eden kişilere sundum. Fakat öyle kötü fotoğraflar vardı ki ulaşabileceği kesimi öngöremediğim için etik değerlere uygun sansür uygulayarak paylaşım sağladım. Vicdan sahibi olan bir insanın o fotoğrafları görüp de ‘hayvanları barınaklara yollayalım’ diyebileceğini hiç zannetmiyorum. Dehşet pitbull skandalı evet, korkunç bir olaydı. O olayda bir sürü insan üzüldü. Ancak tek çözüm hayvanları barınaklara kapatmak mıydı? Hayır, değildi. Hayvanları bir yere kapatmak asla doğru bir davranış biçimi değildir, söz konusu dahi olamaz. Hayvanların özgür hareket edebilecekleri alanlara ihtiyaçları var. Zaten ancak o alanlarda gerekli müdahaleler yapılabilir, birçok çözüm üretilebilir. Koşulların yetersizliği sebebiyle birçok hayvan barınaklarda can veriyor. Sokakta olduklarında en azından yemek bulma olasılıkları bile daha fazlayken barınaklar bir çözüm değil. Üzülüyorum, bir sürü insan bu gerçekleri görmezden geliyor.” ifadelerini kullandı.


“Sokakta çok fazla hayvan var fakat alanları ve sağlıklı yaşam şartları yok”


Sokak hayvanlarının kısırlaştırılması hakkında değerlendirmelerde bulunan Hayvan Hakları Savunucusu Melisa Duygun; “Hayvanların popülasyonu ve sağlığı açısından bakıldığında kısırlaştırılmaları çok daha doğru bir yöntem. Zaten belediyeler de bunun üzerine belirli bir ücret alıyorlar ama belli ki uygulamada, faaliyette bir sıkıntı var. Öyle ki sokaktaki hayvanlar kısırlaştırılmıyor. Hayvan popülasyonunu azaltmak için çok önemli bir uygulama olmasına rağmen kısırlaştırılma olmadığı için sokakta çok fazla hayvan var fakat alanları ve sağlıklı yaşam şartları yok. Bence kısırlaştırma uygulaması bu durum için gerekli müdahalelerden bir tanesi.” şeklinde konuştu.



“Ben ve ekip arkadaşlarım bir kampanya sürecindeyiz”


Sokaktaki hayvanlar için oluşturdukları projeden ve kampanya sürecinden bahseden Hayvan Hakları Savunucusu Melisa Duygun; “Ben ve ekip arkadaşlarım bir kampanya sürecindeyiz, çalışmalarımı yürütüyorum. Mahalle muhtarları ile görüşerek o mahallede bulunan hiçbir hayvanın aç kalmamasını istiyorum. Belediyelerden başlamak bu noktada daha yorucu olabilir fakat daha içerden, daha temelden ufak ufak mahalleler ile başlarsak çoğaltabileceğimizi, bu kampanyayı genişletebileceğimizi düşünüyorum. Bu şekilde hayvanlarda hem fiziksel hem de psikolojik gelişmeler elde edebiliriz. Sonuçta yemek arayışı, aç olmaları sadece fiziksel olarak değil onları psikolojik olarak da yıpratan bir durum. Ben birçok insanın aksine çöpten yemek bulabildiklerini düşünmüyorum. Öyle olsa bile buldukları besinlerin onlar için yeterli olup olmadığı, sağlıklarına iyi gelip gelmediği tartışılacak başka bir konuyu kapsıyor. Düzenli beslenmeleri hem onların psikolojileri hem de bizim ekolojik sistemimiz açısından oldukça önemli bir mesele.” dedi.


“Yanlış hareketlerden dolayı silsilesini yaşadığımız birçok şey var”


Hayvan haklarını korumak adına yapılan çalışmalarda eğitimin önemini dile getiren Hayvan Hakları Savunucusu Melisa Duygun; “Hayvan hakları korunmak isteniyorsa kesinlikle bir şeylerin farkındalığında olunmasına ek olarak bilinçli davranılması gerekiyor. Bu noktada eğitimin önemini vurgulamak istiyorum. Bu konu üzerine eğitim almak, uzmanlarla çalışmak önemli. Bunun en basit yöntemi belediyeler tarafından ücretsiz olarak verilen 2 günlük eğitimler. Bunlar kimsenin vaktini alacak ya da yoracak düzeyde eğitimler değil. Bu konu hassas bir konu, sonuçta işin ucunda bir can söz konusu. Yanlış hareketlerden dolayı silsilesini yaşadığımız birçok şey var.” şeklinde konuştu.


“Sosyal medyada paylaşım yapanlar, durumları her açıdan değerlendirerek yapmalı”


Medya kuruluşlarının hayvan hakları konusundaki paylaşımlarına dikkat çeken Hayvan Hakları Savunucusu Melisa Duygun; “Medyanın hayvanları koruma ve hakları konusunda yeterli bilgi akışını sağladığını düşünmüyorum. Bilgi kirliliği çok fazla. Bazı medya kuruluşları dil olarak da yanlış bir üslup tercih ediyorlar. Bu gibi şeyler insanlarda yanlış algılara sebebiyet verebiliyor. Hayvanlara karşı nefret oluşturabiliyor. Örneğin geçenlerde bir medya kuruluşu bir video paylaştı. Videonun içeriği bir köpeğin bir sürü insana saldırdığı yönündeydi. Dikkat çekmek için kullanılan haber dili ise videonun tamamını izlemeyen kişiler için oldukça yanlış bir izlenim bırakıyor. Videonun tamamı izlendiğinde doğrusu anlaşılıyor fakat mesele tam da bu noktada. Bu içerikleri sonuna kadar izlemeyen birçok insan var. Yanlış bir algı ile galeyana geliyor, nefretlerini tetikliyorlar. Köpeklere karşı yanlış davranışlar sergiliyorlar. Bu yüzden medyada paylaşılanlar, oluşturulan algı çok önemli. Sosyal medyada paylaşım yapanlar, durumları her açıdan değerlendirerek yapmalı. Medyanın insanlar üzerindeki etkisi çok ciddi bir boyutta. Hayvan hakları savunucuları da evet paylaşım yapıyorlar, hayvanları savunuyorlar fakat yeterli bilinçte olmadıkları ve pasif kaldıkları için çok daha kötü durumlara sebep olduklarını düşünüyorum.” dedi.


“Projelerin hepsi gönüllü insanlardan aldığımız destekler sayesinde devam ediyor”


Sürdürülen kampanya çalışmaları sırasında kurumların yaklaşımını anlatan Hayvan Hakları Savunucusu Melisa Duygun; “Hayvanları korumak gönüllük esaslı bir çalışma, bir emek. Bizim yaptığımız çalışmalar kurum ve kuruluşların destekleri ile değil gönüllü insanların verdiği emekler sayesinde sürdürülüyor. Bazı kurumlar, kuruluşlar var ki özellikle öğrencilerden duyuyoruz. Bırakın destek vermeyi PR çalışması olarak bile konuyu değerlendirmiyorlar. Vicdani bir sorumluluk hissetmiyor, aksine konuyu ekstra bir uğraş olarak görüyorlar. Söz konusu olan şeylerin birer can olduklarını düşünmüyorlar bile. Çalışmalarımızı zorlaştırmak için çok daha fazla uğraş verdiklerini yaşadığım birçok olaya istinaden rahatlıkla söyleyebilirim. Sürdürdüğümüz projelerin hepsi gönüllü insanlardan aldığımız destekler sayesinde devam ediyor.” şeklinde konuştu.




Muhabir: Meryem Türk











bottom of page